28 Ekim 2012 Pazar

Las Vegas, California...







Las Vegas'tan otobüsle Los Angeles'a geldim. Sonrasında küçük bir şehir turu atarak Hollywood'a geçtim. Burada gezginlerin kullandığı ve daha önce kullandığım bir site aracılığıyla birinin evinde kalacaktım ve oraya gittim. Geceyi orada tanıştığım kişilerle dışarıda Hollywood'un ünlü bulvarında geçirdim. Ardından kalacağım yere geldim, Stev ve Jenni çok iyi misafir ettiler. Ertesi sabah yakın ve güzel bir hostel bulup eşyalarımı bıraktım ve Santa Monica, Venice gibi güzel yerlerde bulundum. Orada tanıştığım Japon arkadaşım Jumpei ile gezinti yaptık. Gece yine konaklama yaptığım sitenin aktivitesi için Los Angeles şehir merkezinde yabancılarla buluştuk ve güzel vakit geçirdim.
Ertesi sabah araba kiralayıp kıyı şeridinden San Francisco'ya doğru yola çıktım. Santa Monica, Malibu, Oxnard ve sonra Santa Barabara'ya geldim. Yolda sık sık durup manzarayı izlediğim için akşam olmuştu. Ve Santa Barbara'ya bir şeyler yemek için ve benzin almak için girdim. Bunun üzerine öyle beğendimki bu şehri ayrılamadım ve geceyi burada geçirmeye karar verdim. Sonra arabamı parkedip gezmeye başladım. Bu şehir sade, çok kalabalık değil ama hareketli bir şehir olarak gördüm. Klasik mimariye sahip ve en yüksek katlı bina iki kattan oluşuyor.  Burada geçirdiğim güzel geceden sonra yine yola koyuldum ve bir milli parka gittim. Burası adeta cennet gibiydi. Dağların arasında berrak bir göl ve etraf tamamen orman..
Sonrasında Santa Paula, Santa Clarita, Santa Fe, Santa Ana, San Diego..

San Diego'ya gece geç vakitte ulaştım ve yine diğer büyük şehirlere benzeyen bir şehirle karşılaştım. Meksika'ya sınırı olduğu için Meksikalılar yoğunlukta, sahil şeridi ve yat limanıyla güzel bir şehir.. Ertesi sabah yeniden Los Angeles'a gelip önceden kaldığım hostelde konakladım. Her hostelde olduğu gibi genç ve dinamik nüfus boy gösteriyordu. Çok kişiyle tanışıp eğlendim. Ertesi sabah ise yine Las Vegas yolunu tuttum..

Ocean City, Baltimore, Charlotte , Las Vegas..

1 Ekim itibariyle Ocean City'deki son günümü geçirdim ve Baltimore'a otobüsle geçtim. Oradan uçakla Charlotte aktarmalı Las Vegas'a adımımı attım. İlk andan itibaren, havaalanında bile, kumar makineleri mevcuttu. Sonrasında konaklayacağım hostele gelip geceyi orada geçirdim. Bu sırada tanıştığım, Meksika asıllı orta yaşlı hostel çalışanı, Michael bana gezim hakkında danışmanlık etti. Onun sayesinde yaklaşık 200$ cebimde kaldı ki bu parayla yaklaşık 10 gün bu hostelde konaklamayabilirdim. Sonra ertesi gün  otobüs bileti aldım Los Angeles için. Fakat otobüs firmasının elektronik biletleri kontrol etmemesi yüzünden otobüsü kaçırdım ve o geceyi havaalanında geçirmek zorunda kaldım..
Tabiki bu sırada Las Vegas'ı gezdim. Fakat yeniden Las Vegas'a geleceğimden dolayı çok üzerinde durmadım..

Macky's Bar & Grill..




Çalıştığım günlerden birinde ilginç bir şekilde iş arkadaşım Noah geldi elinde parçalanmış parayla ve birleştirirsem benim olacak dedi. Sonra anlatmaya başladı. Önceki gece aşırı alkollü bir kadın bahşiş bırakmış..
O birleştirdi ben..

Ocean City..

Daha önceki kayıtlarımda yazdığım gibi yoğun bir şekilde restorantta çalışıyorum. Burada Ekim ayının başına kadar çalışacağım ve daha sonrasında iki haftalık bir gezi planım var. Çalıştığım bu restorandaki patronlarım eş olan Pam ve Macky. Çok mutevazi olan bu çift çok defa Türkiye'ye gelmiş ve İstanbul aşıkları. Bir kaç Türkçe kelime bilgisine de sahipler. Bunların dışında benim gibi onlar da beni çok sevdiler çeşitli konularda konuşma fırsatı buldum ve gerçekten diğer Amerikalılardan farklılardı ve bu güzel bir olgu bana göre. Bu şehirdeki hayatım yeni insanlar tanıdıkça daha güzel ve akıcı geçmeye başladı. Ayrıca ilerleyen günlerde arkadaşlarım aracılığıyla tanıştığım Mc Donald's'ta idareci olan Richard, burada ikinci işte çalışmama vesile oldu.
Richard'tan bahsetmek istiyorum. Beraber güzel vakit geçirdiğim, yine sıradan Amerikalıya benzemeyen bu adam Türkiye aşığıymış. Türkçe şarkılar dinliyor, Türkçe öğrenmeye çalışıyor ve ondan öte Türkiye'de çalışmak istiyordu. İlerleyen günlerde Türkiye'de bir okulla yazışıp anlaştı ve uçak bileti aldı 4 Ekim 2012 tarihi için. Richard Bursa'ya gidiyordu. Unutmadan bize internet üzerinden aldığı tarifle baklava da yapan Richard, bizi defalarca şaşırtıyordu.
Ayrıca anlatmam gereken bir şey daha olduğunu düşünüyorum. Mc Donald's'ta çalıştığım gecelerden birinde, bir müşteriden siparişini aldım. Gece 2:00 sonrasında açık olan tek yer burası olduğu için bütün müşteriler gibi bu müşteri de alkollüydü ve ne dediğini bilmiyordu. Sabırsızca bağırıp siparişini istemeye başladı. Bu sırada benim çalışma sürem dolmuştu ve çıkışımı yapıp yemeğimi yemeye geçecektim. Bu müşteri bana siparişini istemediğini, para iadesi yapmamı bağırarak söyledi. Ben de çıkışımı yaptım, şuan çalışmıyorum, dedim. Üstüne benim para iadesi yetkim yok, sadece idari personel yapabilir diye ekledim. Benim yalan söylediğimi düşündü ve tehditler savurmaya başladı. Yaklaşık bir buçuk saat sonra eve gitmek için yola koyulduğumda yolda beni bekliyorken gördüm bu adamı. Ve aniden üzerimi doğru koştu ve yumruk attı. Ben başımı korudum ve sinirli bir şekilde ittim, sendeledi. Sonra tekme atmaya çalıştı boşa çıktı ben de aynı şekilde denedim. Sonrasında yeniden ittim ve alaşağı ettim. Yere düştüğünde üzerine kapaklanıp polisi aradım. Yaklaşık 50 saniye içinde gelen ekipler gördüklerine şaşırdı. Hemen ayrıldık ve olanları ayrı ayrı anlatmamızı istediler. Etraftakilerin de görgü tanıklığı yapmasıyla ben kurtuldum ve evime gittim. O günden sonra o adamı görmedim. Bu şekilde kötü bir anıya sahip oldum.

Aşağıda eklediğim fotoğrafı Richard'ın son günü için Çinli iş arkadaşımız Carson yaptı.