Eskişehir..

Ekim 2014...
Eskişehir hakkında çok şey söyleyemeyeceğim. Belki sevdiğinizle yaşamak isteyeceğiniz şehir olacak, nezih semtlerinde.. belki de sadece haftasonu dolu dolu yaşamak isteyeceğiniz bir köşe.. Her ne yapıyorsanız güzel yapıyorsunuz, yeterki doğru kişiyle orada olun..

Sapanca..

Ekim 2014..
İstanbul'dan kaçıp gidilebilecek kadar yakın olan bu doğal mekanda çok vakit geçirmesek de kafamızı toparladık. Bir şeyler yemek ve soğuk havada çayınızı yudumlamak için güzel yerler mevcut. Fazla pahalı olmayan butik otellerde konaklamak da kendinizi iyi hissetmenize sebep olacaktır.

 

Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, İstanbul, İzmit, Bolu, Osmancık, Samsun, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin, Batum, Kutaysi ve Tiflis...

Ağustos- Eylül 2014..
Başlıktan da anlaşılacağı gibi uzunca bir gezi. Askere gitmeden evvel yaptığım bu geziyi, gidiş yolum boyunca tamamen oto-stop'la gerçekleştirdim ve gerçekten harika bir deneyim oldu. Başlangıçta Balıkesir'in kıyı kesimindeki oksijen ve doğal güzellikleri saymakla bitiremem. Deniz, orman ve kaynak su...
Karadeniz'i genel olarak fotoğraflarla şekillendireceğim. Fakat buradaki doğallığa da diyecek yok. Muhteşem insanlar ve yemekler.. Gürcü yemekleri yeme fırsatı buldum çokça.. Bunları da denemeniz gerçekten önemli..

          

Çanakkale...

Temmuz 2014...
Fuat'ı ziyarete İsmet ve Tolga ile gittiğimiz şehre vardığımızda, gece boyu yolda olmanın verdiği yorgunlukla hemen kahvaltı ettik. Şehri ilk etapta çok sevdim ve makul fiyatlar söz konusu. Unutmadan yemeniz gereken önemli lezzetlerden biri peynir helvası. İsterseniz paket yaptırıp sahildeki çay bahçelerinde çayınızı yudumlarken yiyebilirsiniz.
Bunun yanında boğazın akıntısıyla gireceğiniz serin deniz bir harika. Bizim tercih ettiğimiz yer 18 Mart Üniversitesi'nin Dardonos'taki sosyal tesisleri oldu. Girdiğinizde saatlerce çıkmak isteyemecek kadar güzel bir tesis. Yolunuz düşerse kesin uğramalısınız.
Son olarak şehitlik.. Şehitlikteki duygularımı şekillendiremem. Çünkü tüylerinizin diken diken olduğu bu atmosferde, bulunmadan bu duyguyu anlamak mümkün değil.
Anlatacaklarım şimdilik bu kadar bu gezi için..

İzmir...

Mayıs 2014..
Hayatımda ilk defa İzmir'e gittim. Yine farklı şeyler deneme fırsatım oldu. Ben de istemiyorum sadece yemek için gezmeyi ama bazen hayat yemekle çok güzel oluyor..

Bunların dışında İzmir'e aşık olamadım. İstanbul'un havasını bulamadım bir türlü. Ben sanırım İstanbul'a aşığım. Aldatamadım..

Stutgart..

Ocak 2014..
Şirket eğitimi için gittiğim şehirde ve çevresinde uzun olmasa da keyifli gezintilere çıkma fırsatım oldu. Değişik tatları da denemeden geçmedim. Çok büyük bir şehir değil ama Alman düzeni dikkat çekiyor her yerde.

       Technik Museum Speyer ve Motorworld şeklinde iki müze görülmeye değerler. 

   Deutche Repetze soldaki ve sağdaki de Rind Fleisch mit Braten Soße şeklindeki lezzetli yemekler..

 

Ev yapımı biranın tadına bakmadan dönmemeli..

Dönüşte tabiki çikolatalarla dönmek lazım.. 

Adana..

Ekim 2013...
Yine sadece bir haftasonuydu ve Adana'da aldım soluğu..
Arkadaşım Caner zamanımız yettiğince gezdirdi. Bu mevsim geçişi zamanda bile oldukça sıcak olabilen bir yer Adana..
Hemen lafı uzatmadan yemeklere gelmek istiyorum..
Akşam yediğim kebabın tadını hiç bir şey vermemişti.. Kebaptan ziyade her yerde bulunmayan mezeler.. Onlar bile inanılmaz görünüyordu.. Burada yemek bir zevk haline geliyor adeta..
Bunun dışında olmazsa olmazları hemen sıralamak istiyorum.. Kazım Büfe'den muzlu süt içmeden, Fırat Döner'den ekmek arası sarımsaklı mayonezli soslu döner yemeden ve çitlembik kahvesi içmeden dönmeyiniz..